Bugün 4 Şubat Dünya Kanser Günü. Pek çok farklı kanser türü arasında meme kanseri kadınlar arasında en sık görülen kanser türüdür ve dünya çapında kansere bağlı ölümler arasında ikinci sırada yer almaktadır. Dünya Sağlık Örgütü’nün (WHO) 2020 yılında yayınladığı bir rapora göre dünya çapında 2,3 milyon meme kanseri ile ilgili vakanın meydana geldiği ve bu vakaların 685000’inin ölüm ile sonuçlandığı tahmin edilmektedir. Bu rakamlar, kadınlar arasındaki tüm kanser ölümlerinin yaklaşık %15'ini oluşturmaktadır.
Tedavisinde erken teşhisin önemli olduğu meme kanseri gibi hastalıkların tanısı için yaygın olarak kullanılan mamografi, doku biyopsi ve ELISA testleri zaman alan, zahmetli ve sadece belirli merkezlerde yapılabilen taramalardır. SUNUM'da yürütülen çalışmalardan biri olan, patentli bir buluş, kullanımı kolay ve hızlı bir kanser tarama alternatifi sunmaktadır. Hasta başı (PoC) tanı kiti olarak geliştirilen nano-bisensör kiti, duyarlı, hızlı ve uygun maliyetli bir analiz yöntemi ve kanser gibi tekrarlayan hastalıkların izlenmesi için umut verici bir yaklaşım olarak öne çıkmaktadır. SUNUM araştırmacılarından Javed Kolkar ve Anjum Qureshi tarafından geliştirilen immüno-optomanyetik PoC kiti, hasta yatağında veya klinik laboratuvarlarda kanserin erken teşhisinin veya kanser hastalığının ilerlemesinin izlenmesinin yolunu açan, kullanımı kolay ve hızlı bir kanser tarama aracı adayıdır.
Bu buluştaki immüno-optomanyetik PoC çip sayesinde hastadan alınan ve kit üstüne damlatılan kan numunesindeki biyobelirteç seviyeleri kolayca belirlenebilmektedir. Teşhis sinyali, basit bir UV lamba çip yüzeyine tutularak doğrudan çıplak gözle tespit edilebilir. Biyobelirteçlerin miktar tepiti ise bir akıllı telefon kamerası ve telefona yüklenecek bir hesaplama uygulaması kullanılarak yapılabilir.
PoC tabanlı hastalık teşhis yöntemi protein biyobelirteçlerinin tespiti ile sınırlı değildir. Aynı zamanda diğer biyobelirteçler, bakteriyel/viral enfeksiyonlar, nükleik asitler (DNA/RNA), ilaçlar, kimyasallar, pestisitler veya çevresel ajanlar dahil olmak üzere bir dizi hedef analit kan, idrar, tükürük veya ter gibi numune kaynakları da kullanılarak tespit edilebilir. Bu özellikleri sayesinde kitin çok geniş bir kullanım alanı olacağı düşünülmektedir.